Özet
2020 yılında basına yansıyan 1.596 tekil işçi ve memur eylemi tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, Türkiye işçi sınıfı 2020’da her gün ortalama 4 eylem gerçekleştirmiştir.
Aynı mesele için artarda yapılan tekil eylemleri, örneğin bir iş yerinde belli bir sorunla alakalı artarda yapılan eylemleri, tek bir vaka altında topladığımızda 1.596 tekil eylem 706 eylem vakası altında toplanmaktadır. Bunlar içinde iş yeri temelli, genel ve dayanışma eylemi vakaları yer almaktadır. İş yeri temelli eylem vaka sayısı 389, genel eylem vaka sayısı 304, dayanışma eylemi vaka sayısı ise 13’tür.
2019’da 617 olan toplam vaka sayası 2020’de 706’ya çıkmış, tekil eylem sayısı ise daha dramatik bir artışla 1061’den 1596’ya çıkmıştır. 2020’nin Mart ayından itibaren Korona virüs salgının hakim olduğu bir sene olduğunu düşünecek olursak bu artış dikkat çekicidir. Bu artış büyük oranda genel eylemlerden kaynaklıdır. Haziran ve Kasım aylarında olmak üzere iki kez gündeme getirilen ve kıdem tazminatını zedeleyici yasa tasarılarına karşı DİSK ve Türk-İş’in yapmış olduğu, toplamda 124 genel eylem vakasında topladığımız eylemler, artışın temel sorumlusudur.
İş yeri temelli eylemlerde ise hafif bir düşüş gerçekleşmiş, 2016 ile 2019 arasında 420 ila 430 arasında seyretmiş olan iş yeri temelli vaka sayısı 2020’de 389’a inmiştir. Bu hafif düşüşü salgın sebebiyle yaşanan kapanmalar, eylem yasakları ve Nisan ayında uygulamaya konan “ücretsiz izin” uygulaması ile bağlantılandırmak yanlış olmaz. “Ücretsiz izin” uygulaması ile işten atmak kağıt üzerinde kısıtlanırken, patronlara işçilerine ücretsiz izin verme konusunda tam yetki verildi. Günlük 39 TL’lik bir ödeme karşılığında işçinin kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, başka bir iş arama gibi haklarını askıya alan bu uygulama özellikle sendikalaşma mücadelelerinin başarıya ulaşmasını neredeyse imkansızlaştırdı.
En azından ilk yarısında daha demokratik bir ortamın söz konusu olduğu 2015 yılında 628 olan iş yeri temelli eylem vakası sayısı, sürekli artan bir otoriterleşme sürecinin hüküm sürdüğü 2016-2019 yıllarında 420-430 bandına inmiş, 2020’de de hükümetin salgında patronları kollayan uygulamaları ile 389’a inmiş oldu.
2020’de dikkat çekici olan birkaç eylem dalgasını analım. Metal sektöründe görüşmeleri süren toplu iş sözleşmesine ilişkin Ocak ayında 36 fabrikada gerçekleşen eylemler, iş yeri temelli vakaların neredeyse onda birini oluşturmuştur. Ocak sonu ve Şubat başında toplu iş sözleşmesi imzalanmış, metal işçileri ilk altı ay %18,5 ikinci altı ay %6’lık bir zam elde etmiştir. Yukarıda da andığımız kıdem tazminatı eylemlerinin bir kez daha altını çizelim: Kıdem tazminatını zedeleyecek iki yasa tasarısına karşı DİSK ve Türk-İş, önce Haziran sonra da Ekim ve Kasım aylarında onlarca şehirde toplamda 124 eylem vakası tertiplemiştir. Bu eylemler hedefine ulaşmış, eylemler sonucunda hükümet ilgili yasa maddesini geri çekmiştir. Korona salgınına karşı iş yerinde yeterli önlemlerin alınmaması iş yeri temelli eylemler içinde birinci sırada gelen eylem nedeni olmuştur. 389 iş yeri temelli vakasından 86’sında bu konunun eylem sebepleri arasında yer aldığı vurgulanmalıdır. 2020’nin en dikkat çekici ve umut verici eylemlerinden biri Uyar Madencilik işçilerinin Bağımsız Maden-İş’in öncülüğünde gasp edilen tazminatları için gerçekleştirdiği, Ocak’tan Kasım’a yayılan direniştir. 2021 yılında netleşeceği üzere, madenciler eylemleri sayesinde bine yakın madencinin tazminatını almayı başarmıştır.
Raporu indirmek için şu linke tıklayınız.