Yazar arşivleri: emekcalisma

2022 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu – Emek Çalışmaları Topluluğu

2022 yılındaki işçi sınıfı eylemlerini değerlendiren raporumuz yayında.

Bu rapor 2022’de gerçekleştirilmiş ve basına yansımış işçi sınıfı eylemleri üzerinedir. 2015 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu ile başladığımız yıllık raporların sekizincisidir.

2022 yılı, işçi sınıfı eylemleri raporlarını hazırlamaya başladığımız 2015’ten beri, en yüksek sayıda eylem vakasının gerçekleştiği ve işyeri temelli eylemlere en fazla sayıda eylemcinin katıldığı yıl olmuştur. 2022 yılının ilk iki ayı büyük bir fiili grev dalgasına şahitlik etti. Bu dalgayı 2022’nin Mart ayında Evrensel Gazetesi ile birlikte raporlaştırmış ve temel niteliklerini ortaya koymuştuk. Bu yüksek eylemli açılış 2022’nin geneline de bir miktar yansımış ve 2022’nin göstergelerini yukarıya çekmiştir.

2022 yılında basına yansıyan 1.556 tekil işçi ve memur eylemi tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, Türkiye işçi sınıfı 2022’de her gün ortalama 4,3 eylem gerçekleştirmiştir.

2022 yılında işyeri temelli eylemlere yaklaşık 155 bin kişi katılmıştır. Görünür yüzü Metal Fırtına olan büyük bir fiili grev dalgasının yaşandığı 2015 yılında bile eylemci sayısı 119 bin idi. Bu fark, 2022 yılında yaşanan eylemliliğin büyüklüğünü ortaya koyan en net göstergedir.

Önceki raporlar gibi, verileri haber taraması yoluyla elde ettik. Bunun için emek haberleri üzerine uzmanlaşmış üç haber sitesini (Evrensel gazetesi, Kızıl Bayrak, Sendika.org) ve bir medya takip ajansı aracılığıyla tüm yerel ve ulusal yazılı basını taradık. Pek çok vakada haberlerde bulamadığımız kimi ayrıntılara ulaşmak için ayrıca internet taraması yaptık, ilgili sosyal medya hesaplarından faydalandık ve ilgili sendikalar ile iletişime geçtik.

Raporu aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz.

2021 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu – Emek Çalışmaları Topluluğu

2021 yılı işçi sınıfı eylemlerini değerlendiren raporumuz hazır.

Bu rapor 2021’de gerçekleştirilmiş ve basına yansımış işçi sınıfı eylemleri üzerinedir. 2015 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu ile başladığımız raporların yedincisidir. Önceki raporlar gibi, verileri haber ta – raması yoluyla elde ettik. Bunun için emek haberleri üzerine uzmanlaşmış üç haber sitesini (Evrensel gazetesi, Kızıl Bayrak, Sendika.org) ve bir medya takip ajansı aracılığıyla tüm yerel ve ulusal yazılı basını taradık. Pek çok vakada haberlerde bulamadığımız kimi ayrıntılara ulaşmak için ayrıca internet taraması yaptık, ilgili sosyal medya hesaplarından faydalandık ve ilgili sendikalar ile iletişime geçtik.

2021 yılında basına yansıyan 1.480 tekil işçi ve memur eylemi tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, Türkiye işçi sınıfı 2021’de her gün ortalama 4 eylem gerçekleştirmiştir.

Emek Çalışmaları Topluluğu (EÇT), 2014 yılı Eylül ayında bir grup akademisyen, araştırmacı ve sendika uzmanının koordineli çalışma imkanları üzerine gerçekleştirdiği bir dizi buluşma sonucu doğdu. Diğer yandan EÇT emek meselesi üzerine çalışan akademisyen ve araştırmacıların katıldığı çeşitli toplantılar ve atölyeler düzenlemiş ve 2018 ve 2019 yıllarında iki sendika okulu programı örgütlemiştir ve emek çalışmaları kaynakçaları hazırlamıştır.

Raporu indirmek için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

2022 Ocak-Şubat Grev Dalgası Raporu

2022’nin ilk iki ayında görkemli bir grev dalgasına şahit olduk. Tam 108 adet grev tespit ettiğimiz bu iki aydaki grev yoğunluğu uzun yıllardır görmediğimiz türdendi. Heyecanlandık, umutlandık.

Ocak-Şubat 2022 grev dalgası, son dönemde ancak Mayıs-Haziran 2015’te yaşanan Metal Fırtına grevleri ile mukayese edilebilir büyüklükteydi. Üstelik bu dalga, Metal Fırtına’ya göre daha fazla şehre ve sektöre yayıldı, genel kamuoyu tarafından daha fazla destek gördü ve hedeflerine ulaşma bakımından da daha başarılı olmuş gibi görünüyor.   

Bu rapor Ocak-Şubat 2022 grev dalgasının seyrini ve görkemini gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Heyecanın, umudun ve özgüvenin diri tutulmasına bir katkı sunmak ve tarihe not düşmek istiyoruz. Emek Çalışmaları Topluluğu’nun grevlerin büyük resmini ortaya koyan niceliksel araştırması ile Evrensel Gazetesi’nin muhabirlerinin grevlerin ardından işçilerle yaptığı derinlemesine röportajları bir araya getirdik.

Epik bir zaferin haklı gururu ve umudu ile konuşan Migros işçisi Sevda’nın sözleri muradımızı özetliyor: “Bugün ya da yarın Türkiye’deki bütün işçilerin ayağa kalkacağını düşünüyorum. Sıra hepimizde. Biriz, birlik olmalıyız.”

Raporu indirmek aşağıdaki görseli tıklayınız.

2020 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu

Özet

2020 yılında basına yansıyan 1.596 tekil işçi ve memur eylemi tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, Türkiye işçi sınıfı 2020’da her gün ortalama 4 eylem gerçekleştirmiştir.

Aynı mesele için artarda yapılan tekil eylemleri, örneğin bir iş yerinde belli bir sorunla alakalı artarda yapılan eylemleri, tek bir vaka altında topladığımızda 1.596 tekil eylem 706 eylem vakası altında toplanmaktadır. Bunlar içinde iş yeri temelli, genel ve dayanışma eylemi vakaları yer almaktadır. İş yeri temelli eylem vaka sayısı 389, genel eylem vaka sayısı 304, dayanışma eylemi vaka sayısı ise 13’tür. 

2019’da 617 olan toplam vaka sayası 2020’de 706’ya çıkmış, tekil eylem sayısı ise daha dramatik bir artışla 1061’den 1596’ya çıkmıştır. 2020’nin Mart ayından itibaren Korona virüs salgının hakim olduğu bir sene olduğunu düşünecek olursak bu artış dikkat çekicidir. Bu artış büyük oranda genel eylemlerden kaynaklıdır. Haziran ve Kasım aylarında olmak üzere iki kez gündeme getirilen ve kıdem tazminatını zedeleyici yasa tasarılarına karşı DİSK ve Türk-İş’in yapmış olduğu, toplamda 124 genel eylem vakasında topladığımız eylemler, artışın temel sorumlusudur.   

İş yeri temelli eylemlerde ise hafif bir düşüş gerçekleşmiş, 2016 ile 2019 arasında 420 ila 430 arasında seyretmiş olan iş yeri temelli vaka sayısı 2020’de 389’a inmiştir. Bu hafif düşüşü salgın sebebiyle yaşanan kapanmalar, eylem yasakları ve Nisan ayında uygulamaya konan “ücretsiz izin” uygulaması ile bağlantılandırmak yanlış olmaz. “Ücretsiz izin” uygulaması ile işten atmak kağıt üzerinde kısıtlanırken, patronlara işçilerine ücretsiz izin verme konusunda tam yetki verildi. Günlük 39 TL’lik bir ödeme karşılığında işçinin kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, başka bir iş arama gibi haklarını askıya alan bu uygulama özellikle sendikalaşma mücadelelerinin başarıya ulaşmasını neredeyse imkansızlaştırdı.  

En azından ilk yarısında daha demokratik bir ortamın söz konusu olduğu 2015 yılında 628 olan iş yeri temelli eylem vakası sayısı, sürekli artan bir otoriterleşme sürecinin hüküm sürdüğü 2016-2019 yıllarında 420-430 bandına inmiş, 2020’de de hükümetin salgında patronları kollayan uygulamaları ile 389’a inmiş oldu.

2020’de dikkat çekici olan birkaç eylem dalgasını analım. Metal sektöründe görüşmeleri süren toplu iş sözleşmesine ilişkin Ocak ayında 36 fabrikada gerçekleşen eylemler, iş yeri temelli vakaların neredeyse onda birini oluşturmuştur. Ocak sonu ve Şubat başında toplu iş sözleşmesi imzalanmış, metal işçileri ilk altı ay %18,5 ikinci altı ay %6’lık bir zam elde etmiştir. Yukarıda da andığımız kıdem tazminatı eylemlerinin bir kez daha altını çizelim: Kıdem tazminatını zedeleyecek iki yasa tasarısına karşı DİSK ve Türk-İş, önce Haziran sonra da Ekim ve Kasım aylarında onlarca şehirde toplamda 124 eylem vakası tertiplemiştir. Bu eylemler hedefine ulaşmış, eylemler sonucunda hükümet ilgili yasa maddesini geri çekmiştir. Korona salgınına karşı iş yerinde yeterli önlemlerin alınmaması iş yeri temelli eylemler içinde birinci sırada gelen eylem nedeni olmuştur. 389 iş yeri temelli vakasından 86’sında bu konunun eylem sebepleri arasında yer aldığı vurgulanmalıdır. 2020’nin en dikkat çekici ve umut verici eylemlerinden biri Uyar Madencilik işçilerinin Bağımsız Maden-İş’in öncülüğünde gasp edilen tazminatları için gerçekleştirdiği, Ocak’tan Kasım’a yayılan direniştir. 2021 yılında netleşeceği üzere, madenciler eylemleri sayesinde bine yakın madencinin tazminatını almayı başarmıştır.

Raporu indirmek için şu linke tıklayınız.

2019 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu

2019 yılında basına yansıyan 1.061 tekil işçi ve memur eylemi tespit edilmiştir. Bir diğer deyişle, Türkiye işçi sınıfı 2019’da her gün ortalama üç eylem gerçekleşmiştir.

Bu tekil eylemler, 617 eylem vakası kapsamında yapılmıştır. Bunlar içinde iş yeri temelli eylem, genel eylem ve dayanışma eylemi vakaları yer almaktadır. İş yeri temelli eylem vakası sayısı 423, genel eylem vaka sayısı 175, dayanışma eylemi vakası sayısı ise 19’dur.

Geçen seneye göre vaka sayısı hafif bir şekilde (25 adet) azalırken tekil eylem sayısındaki düşüş daha belirgindir (136 adet). Bu farkların ötesinde dikkat çekilmesi gereken husus 2016 ile 2019 arasındaki dört yıl boyunca vaka sayısının birbirine oldukça yakın seyretmesidir. Darbe girişimi ile başlayıp OHAL ile devam eden olağanüstü siyasal koşulların ve sürekli artan bir otoriterleşme sürecinin hüküm sürdüğü bu dört yılda işçi ve memurlar hakkını aramaktan geri durmamıştır. Bu dönemde toplam vaka sayısı 607-642 bandında, iş yeri temelli eylem vakası sayısı ise 420-430 bandında seyretmiştir.

2019’da dikkat çekici olan bazı eylemleri analım. Belirgin bir eylem dalgası, Aralık ayında metal işkolunda toplu sözleşme görüşmeleri çerçevesinde gerçekleşen eylemlerdir. Genel-İş’in İstanbul ve İzmir’in çeşitli belediyelerde bazıları oldukça uzun süren eylemleri olmuştur. Tüpraş işçileri Petrol-İş öncülüğünde toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde pek çok eylem gerçekleştirmiştir. Sene içinde çok sayıda sendika vergide adalet sloganıyla ücretlerden kesilen vergilerin artışını protesto etmiştir. Emeklilikte Yaşa Takılanlar hareketi sekiz vaka ile genel eylemler kategorisinde yer almıştır. İnşaat işçilerinin çoğunlukla ücretlerinin gasp edilmesine karşı yaptıkları eylemler, önceki yıllarda olduğu gibi yine belirgin bir gruptur. Antep’te tekstil işçilerinin ve yine Antep ve Adana’da sayacıların eylemlerini de anmak yerinde olacaktır. 2019’daki 1 Mayıs mitinglerinin önceki yıllara göre çok daha kitlesel bir şekilde gerçekleştirildiğini de not düşelim.

2019 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu’nu indirmek için tıklayınız.

Kapitalizmin “yeni” gerçekliği – Etkinlik

29 Şubat’ta Ferda Koç ve Hacer Ansal’ın sunumlarıyla proleterleşen nüfusun dünyanın yarısından fazlasını kapsadığında kapitalizm sınırsız büyümesini gerçekleştiremezse ne olur sorusunu sorduk. Ferda Koç’un yazılarından yola çıkarak gerçekleştirdiğimiz etkinliğe katılan otuz kadar katılımcı soruları ve tartışmalarıyla etkinliği zenginleştirdi. Etkinlik çağrısı şöyleydi:

Kapitalizmin tarihi ve referansları halihazırda kurulmuş gözüküyor, örgütlediği ilişkileri her an deneyimliyoruz, belki bu sebeple üzerine konuşmak yerine çeperlerinde dolanmayı tercih ediyoruz. Öte yandan acaba “kapitalizme bir şeyler oluyor” diyebilir miyiz?

Sermayenin mahiyeti, insanlar ve yaşam ile kurduğu ilişki, proleterleştirme ve mülksüzleştirme biçimleri, kapitalizmin araçları ve uzuvları dönüşüyor mu? Bu dönüşümler bizim özneleşme süreçlerimize, temas noktalarımıza, işle ve çalışmayla kurduğumuz ilişkilere, ihtiyaçlarımıza ve mücadeleye hem tesir ediyor hem de bunların yenilerini üretiyor olabilir mi?  

Bugün, kapitalizmin son yıllarda karşımıza çıkan görünümlerinin “yeniliğine” dair düşünmenin, emek mücadelesinin kurulmuş görünen tarihine, sınırlarına ve imkânlarına bakmak için gerekli olduğu kanaatindeyiz. Emek Çalışmaları Topluluğu ve Yeni Emek Çalışmaları Ofisi olarak bu gündemi, tartışmak istiyoruz. Sınıf mücadelesi verenleri, konunun teorik tarafıyla hemhal olanları ve tüm ilgilileri, içinde bulunduğumuz hale birlikte bakmak için bu etkinliğe davet ediyoruz.

Tartışmacılar: Hacer Ansal, Ferda Koç

Yürütücü: Ebru Işıklı

1. Oturum: Kapitalizme ne oluyor?

2. Oturum: Bugünün mücadelesine notlar

Zaman: 29 Şubat Cumartesi, 15.00- 18.00

Yer: Leylek Cafe Sanatevi

Adres:İstiklal Cad. & Küçük Parmakkapı Sok. 15/3, 34433 Taksim /Beyoğlu/İstanbul

Yeni Emek Çalışmaları Ofisi 

Emek Çalışmaları Topluluğu

Tez ve Yöntem Buluşmaları

Tez ve Yöntem Buluşmalarını artık ayda bir gerçekleştiriyoruz. İlkini geçtiğimiz senelerde Ayşen Uysal’la başlattığımız etkinlik serisinde araştırmacıları konuk etmeye düzenli devam ediyoruz. Son aylarda düzenlediğimiz buluşmalar şu şekildeydi:

Emek Çalışmaları Topluluğu – Tez ve Yöntem Buluşmaları – 4

Başak Bozkurt – Neoliberal dönemde emek mücadelesinde beyaz yakalı ve mavi yakalı işçiler: Birleşik Metal İş – EMİS toplu sözleşme süreci örneği

Lisans derecesini Yıldız Teknik Üniversitesi bilgisayar mühendisliği bölümünden aldı. 5 yıl özel sektörde bilgisayar mühendisi olarak çalıştıktan sonra yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Yüksek lisans eğitimi sırasında araştırma görevlisi olarak çalıştı. Şu an Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde doktora eğitimine devam etmektedir.  Bozkurt, emek süreçleri ve beyaz yakalılar üzerine araştırmalar yapmaktadır. 

Çağrı Gökçek – Sınırların ötesinde: Türkiye’de denetimsiz bir grevin mobilizasyonu

Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. 2019’da aynı okul ve bölümde “Sınırların Ötesinde: Türkiye’de Denetimsiz Bir Grevin Mobilizasyonu” isimli teziyle yüksek lisansını tamamladı. Tezinde 2015 Mayıs ve Haziran aylarında yaşanan, “metal fırtına” olarak da anılan metal işçilerinin direniş öyküsünü inceledi. Şu an yine aynı bölüm ve okulda doktora eğitimime devam etmektedir. Sosyal hareketler, çekişmeli politika, emek hareketi alanlarında çalışmaktadır.

Akademik faaliyetinin yanı sıra demokratik mücadelelerde de yer almaktadır. Sosyalist bir yayın olan ODAK Dergisinin hem yazarı hem de aktif gönüllüsüdür. Geçmişte çeşitli dönemlerde engelli hakları mücadelesinde aktif rol almıştır. 

Emek Çalışmaları Topluluğu – Tez ve Yöntem Buluşmaları – 3

Gizem Fidan lisans derecesini 2017 yılında İTÜ Mimarlık , yüksek lisans derecesini 2019 yılında Kadir Has Üniversitesi Mimarlık ve Kent Çalışmaları bölümlerinden aldı. Yüksek lisansını “İstanbul’un Protesto Mekanları Tarihi” başlıklı tez çalışmasıyla tamamladı. Kadir Has İstanbul Çalışmaları Merkezi’nde çeşitli projelerde araştırmacı olarak çalıştı. Şu an doktora eğitimine, İTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde devam ediyor. 

Emek Çalışmaları Topluluğu – Tez ve Yöntem Buluşmaları – 2

Konumuz beyaz yakalılık ve neoliberalizm etrafında olacak. Davetlisiniz!

Özlem İlyas Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde yüksek lisans tezi olarak hazırladığı çalışmasını sunacak. Bu çalışmada freelance (serbest) çalışma biçiminin kendine özgü koşulları ele alınmakta; egemen neoliberal söylemlerin eleştirel bir analizinin yanı sıra, freelance çalışma ve yaşama deneyimlerine dair aktarımlar da sunulmaktadır. Böylelikle güvencesizlik koşullarında sınıf siyasetinin yeniden düşünülmesi hedeflenmektedir. Neoliberal girişimcilik söylemi, freelance çalışanı girişimci öznelliğin beden bulmuş hali, freelance çalışmayı da özgürlüğe giden bir yol olarak temsil eder. Tezde bu egemenlik söyleminin freelance çalışanlar üzerindeki psişik etkileri ve siyasal öznellik açısında sonuçları analiz edilmektedir. Freelance çalışanların deneyimleri ise, sınıf ve iş üzerine yürütülen tartışmalarla ilişkili olarak ele alınır. Son bölümde ise freelance çalışanların İstanbul’da gerçekleştirdikleri öz-örgütlenme pratiklerine dair eleştirel bir analiz sunulmaktadır.  

Ebru Işıklı ise Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü bölümünde doktora tezi olarak hazırladığı çalışmasını sunacak. Bu sunumda neoliberalizmde emek piyasasına kabul edilme prensiplerinin değişimine bakılacaktır. Bu prensiplerin oluşumu işe alım endüstrisinin pratikleri üzerinden incelenecektir. Sonuç olarak yeni prensiplerin çalışanlar için anlamını tartışılacaktır.